DOLAR32.5694
EURO34.915
ALTIN2427.4
BIST9722.0
Mustafa Bardak

Mustafa Bardak

Mail: [email protected]

Kitaplara gözyaşı damlarken

Öğrenci ve velilerin özlemle bekledikleri yüz yüze eğitim ve öğretim dün başladı.

Pandemi nedeniyle okullarından, arkadaşlarından ve öğretmenlerinden uzak kalan öğrenciler dün sabah heyecanla yeniden okullarına kavuşabilme telaşı yaşadılar.

Çocuklar kadar anne ve babalar da aynı heyecanı yaşıyorlardı.

Okulların kapalı olduğu süreçte çocuklar ev içerisinde sıkılmışlar, bir çokları ise bilgisayar veya tabletleriyle oyunlar oynayarak geçirdikleri zamanlarında stresli ve davranışlarında iyi olmayan hareketler içerisine girmişlerdi.

Anne çalışmıyordu, babanın ise  maaşını almasına  iki haftaya yakın zaman vardı.

Pazar günü cebindeki son para ile de iki ekmek alan baba, Pazartesi günü çocuğunu okula nasıl gönderebileceğini düşünüyordu.

İlk akşamdan ellerini başına alıp uyumaya çalışırken, çocuk babası ile konuşmaya çalışıyordu.

Okul çantası, pantolon, lagos ve ayakkabıları eskimiş yenisinin alınması gerektiğini anımsatıyordu çocuk.

Baba Cumartesi günü bunları alabilmek için uğraşmış, gittiği yerlerdeki esnaf borca veremeyeceklerini, en azından yarısının ödenmesini istemişlerdi.

Pantolon 75, lagos 35, ayakkabı 100 Tl’den satıldığını öğrenin baba bunların yarısı değil, cebinde hiç parası kalmadığını düşünerek kaygıları kafasının içerisinde stresler oluşturmaya başlamıştı.

Dün sabah çocuk bunları anımsatırken, eskilerini giymesini istedi babası. Eski giysileri olmuyordu, ayakkabısı da yırtılmıştı.

Kahvaltıya oturdular, çocuk sofrada ekmek sordu. Baba boynunu büktü; “Bugün de ekmeksiz kahvaltı yapalım!”diye konuştu.

Sofrada birkaç zeytin ve önlerinde bir bardak çay gören çocuk babasına öfkelendi!.. “Şimdi bana harçlıkta vermeyeceksin, ben saat 14.00’e kadar okulda olacağım, ne yiyip içeceğim!?”

Babanın elindeki çay bardağı parmaklarının arasından kayarak üzerine düşmesiyle bacağı yanmıştı. Sıcak çayın bacağının yaktığının farkına varamayan baba; “50 kuruş bile istesen yok çocuğum!”diyebildi.

Çocuk ayağa kalktı, sofrayı terkederken; “Nasıl babasın sen! Bugün okulun açılacağını bilmiyor musun? Pantolonumu, ayakkabımı, lagosumu almadın!..”diye kapıya yöneldi.

Anne çocuğun arkasından gelmek istedi, annesini eliyle iten çocuk ağlayarak kapıdan çıkıp okuluna gitti.

Baba sofranın başında hareketsiz kalmıştı, eşine seslenerek tansiyon hapını getirmesini istedi.

Karısı ile gözgöze gelen baba, onun da kendisine bir tepki vereceğini düşünmeye başladı. Hayatında ilk kez böyle bir an yaşadığını düşündü, başını dizlerinin üzerine koyarak gözlerinden dökülen yaşları eşine göstermemeye çalıştı.

Bir süre öylece kaldı, eşinin söyleyeceklerini bekliyordu ki, kapının zili çalındı ve elektrik faturası gelmişti.

Faturayı aldığında 164 Tl’lik rakamla karşılaştığında, tükettiği enerjiyi düşünmeye başladı.

Evden çıkarken maskesini takmayı bile unutmuştu, eşinin olaylar karşısında hiç tepki vermemesi daha çok üzmüştü onu.

Öğle ve akşam ekmek parası bırakmadan evden ayrılıp yola çıktığında, ayaklarının nereye bastığını, gözlerinin neleri görüp görmediğinin farkında bile değildi.

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar