DOLAR38.7786
EURO43.8944
ALTIN4143.5
BIST9.391
İlyas SABANCI

İlyas SABANCI

Mail: ilyaskor@haberosmaniye.com

Güzel Başladınız, Lütfen Öyle Gitsin

Osmaniye’de bir sabah uyanıyorsunuz…

Sokaklara otobüs gelmiş.

Yıllardır dolmuşların, keyfine göre dur-kalk yaptığı, şoförlerin “Kardeşim gideceksen arkaya geç” diye bağırdığı o şehirde, artık belediyeye ait bir otobüs var.

Evet, yanlış duymadınız… Belediye otobüsü.

Şimdi burada durup bir alkış lazım.

Gerçekten…

Bu şehirde yıllardır yap-bozla yönetilen belediyecilik anlayışından sonra birilerinin kalkıp da “Kardeşim bu şehre toplu taşıma lazım” demesi, büyük bir cesaret.

Ama burada ironi şu: Türkiye'nin birçok kentinde 20 yıl önce başlamış bir uygulama, bizde yeni başladı diye sevinmek zorunda kalıyoruz.

Yani şu hale bakın...

Bir belediye otobüsüne sevinir hale geldik!

Yine de kötü mü? Hayır. Güzel şeyler bunlar. Gecikmiş ama doğru adımlar.

Ve en azından…

Test sürüşüne bizzat başkan katılmış.

Yanında neredeyse tüm başkan yardımcılarıyla birlikte TEMSA tesislerine gitmişler, direksiyona geçip denemişler. Dron çekimleriyle desteklenen harika tanıtım videoları çekilmiş.

İzleyince gerçekten gururlandım.

Ama…

İşte bir ama var.

Otobüsün üstünde kocaman bir yazı:

"OSMANİYE İLİ BELEDİYESİ"

Sizce bu oldu mu?

Yani soruyorum:

Kim yazdı bu metni? Kim seçti bu fontu?

Ve o yazıyı yazan kişi ya da o yazıyı onaylayanlar, gerçekten “Bu tasarım çok şık oldu” mu dediler?

Burası Osmaniye Belediyesi...

Sanki biz de bilmiyoruz Osmaniye’nin bir il olduğunu, durduk yere “İli” eklenmiş. Bürokrasi kokan, soğuk, ruhsuz bir ifade. Osmaniye Belediyesi yazsaydınız, yetmez miydi?

“Ben yaptım, oldu” anlayışının kâğıttan çıkmış hali o yazı.

Font desen… Ah o font...

Hiç estetik yok. Kurumsallık yok. Şehrin ruhunu yansıtan en küçük bir detay yok.

Oysa otobüs bir vitrin. Şehrin sokaklarında dolaşan bir kimliktir o.

Şehir kendini anlatır otobüsüyle.

Ama biz yazıyla anlatamamışız...

Yine de otobüs iyi bir adım. Üzerinde Rahime Hatun görseli var mesela.

İşte o olmuş.

Osmaniye’nin tarihini yaşatan, kültürünü taşıyan bir sembol. Doğru bir tercih.

İşte o resim, bir vizyonu anlatıyor. O resimle diyor ki: “Bu şehir, geçmişini unutmuyor.”

Güzel. Duygulandık.

Ama şimdi soruyorum…

Tuvalet?

Yani bu şehirde bir belediye otobüsümüz var artık, tamam. Ama hâlâ merkezi çarşıda halka açık bir tuvaletimiz yok.

Şaka gibi ama gerçek.

Bu şehirde yaşlı biri çarşıda iki saat geçirse, ihtiyacını giderecek bir yer bulamaz. Ya bir cami arayacak, ya bir kafeye oturacak. Ya da yutkunup eve dönmeye çalışacak.

Bir şehirde tuvalet olmaması, medeniyetin eksikliğidir.

Tabelaları asmakla şehir olunmaz. Sokaklarında rahat dolaşılamayan, ihtiyaç karşılanamayan bir şehir, vitrin gibi durur ama içi boştur.

Belediye tuvalet yapmalı Başkanım. Basit bir mesele değil bu.

Otobüs kadar mühim. Belki daha da mühim.

Yine dönelim güzelliklere…

Karaçay Şelalesi’ne yapılan yürüyüş yolu, gerçekten harika bir iş olmuş.

Doğayı halkla buluşturmak, nefes alınacak alanlar yol yaratmak çok kıymetli. Böyle projeler şehre değer katar. Vatandaş huzur bulur. Dışarıdan gelenler etkilenir.

Ama bir de not düşelim:

Bu işler sadece yapmakla bitmez.

Bakımı, temizliği, güvenliği, sürdürülebilirliğiyle bir bütün olur.

Yaptığınız her güzel şeyi, güzel koruyarak taçlandırabilirsiniz.

Yapılan kadar, korunan da önemlidir.

Şimdi gelelim o meşhur kaldırımlara…

Yer: Metin Tamer Bulvarı önü.

Kaldırım desen var ama yürümek için değil sanki dekoratif olarak döşenmiş.

Dar mı dar.

Taş mı? Hiç güzel değil, Görsel olarak da kötü. işçilik?

Sıfır.

Taşlar dizilmiş ama altına ne döşenmiş belli değil. Sabitleme sıfır, denge yok.

Yarın bir yağmurda çöker, ertesi gün taşlar sökülür, bir sonraki hafta üstüne tekrar taş dizilir…

Bu böyle gitmez.

Ve burada asıl sorun taş değil, taş döşeyen firma değil.

Asıl sorun kontrol etmeyen sistem.

İhale yapıp “Yapıldı” demekle iş bitmiyor. İşin kalitesini takip etmezseniz, üç ay sonra aynı işi tekrar yaptırmak zorunda kalırsınız.

Hem belediyenin parası gider, hem vatandaşın morali.

Ve sonra “Biz neden gelişemiyoruz” diye kendi kendimize sorarız.

Sayın Başkan…

Siz güzel şeyler yapmaya başlamışsınız. Bunun farkındayız.

Gözümüz görüyor.

Kulağımız duyuyor.

Yüreğimiz takdir ediyor.

Ama yetmez.

Yaptığınız her güzel adımı, estetikle, akılla, ortak görüşle ve sağlam denetimle birleştirirseniz, işte o zaman bu şehir gerçekten değişir.

Bir şehir sadece projeyle büyümez.

Bir şehir; detayla büyür, fontla büyür, otobüsle değil anlayışla büyür.

Biz bu şehirde değişimi görmek istiyoruz.

Ama sadece betonda değil, zihniyette istiyoruz.

Yolun başındasınız.

Otobüs bir başlangıç olabilir.

Tuvalet bir detay gibi durabilir.

Kaldırım taşları gözden kaçabilir.

Ama biz Osmaniye halkı olarak her şeyi not alıyoruz.

Kim bu şehre güzellik katarsa...

Biz de onu güzellikle anlarız.

Teşekkür ederiz Başkanım.

Ama biraz daha özen lütfen.

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar