DOLAR41.6884
EURO48.9161
ALTIN5166.4
BIST11.083
İlyas SABANCI

İlyas SABANCI

Mail: [email protected]

Gözü Doymayanlara!

Biz hep halkın gören gözü, işiten kulağı olduk. Ne gördüysek, ne duyduysak onu yazdık. Yanlışa yanlış, doğruya doğru dedik. Kimsenin tarafı olmadık, olmayacağız da… İşimizi namusla yaptığımız için hırsızlar kadar değer görmedik, namussuzlar kadar alkışlanmadık.

Bu ülkede hakikati dile getirmek, gösterişli sahnelerde boy göstermekten daha zor. Showmanlik yapmadık. Yalakalık bilmedik. Sevmediğimizi seviyormuş gibi davranmadık. Hele hele namussuzların ve hırsızların yanında hiç olmadık. İki yüzlü olmadık kardeşim; neysek o olduk.

Siyasetçiler yanımızda olmuş, olmamış; ne fark eder? Devlet yanımızda olsun, yeter. Tükürdüğümüzü yalamadık, yalamayız. Kanı bozuk olmadık, yılan olmadık, sinsi olmadık. Hırsızlar ve namussuzlar hariç, kimseyi de dışlamadık.

Bizi tanımadan, öcü gibi görenler oldu. Ama şunu unutmasınlar: Bizden korkmalarına gerek yok, eğer ki hırsız ve namussuz değillerse. O tür insanlar bizimle aynı karede bile olamaz.

Benim Londra’da rezidansım yok. Bilmem nerede butik otelim yok. Dedikodular dillerde, masalarda… Ama ben kaçmıyorum, saklanmıyorum. Çünkü korkacak işim yok.

Birileri basın mensuplarından kaçıyorsa, ayrım yapıyorsa, altında bir şey ararım. Her detayı didik didik araştırırım. Çocuklar bazı siyasetçileri çok seviyormuş… Ne olmuş? Çocuklar daha önce de başkalarını seviyordu. Ben çok konuşana değil, az konuşup çok iş yapana hayran olurum.

Yıllar geçse de notlarım durur. Kim ne zaman ne yapmış, hangi vaatle hangi adımı atmış… Karşılaştırırım. Zamanı geldiğinde de yazarım. Daha yazacaklarımız var, sırayla.

Hayatımızdan nice insanı bir kalemde sildik. Hiç pişman olmadık. Tüyü bitmemiş yetimin hakkını diline dolayanların, daha fazlasını almak için nasıl saldırdığını gördük. İki evi olup üçüncüsünü isteyen nice “delikanlı” gördük. Delikanlılık taslayan şeytanlar!

Hayat şaşırtır bazen. Bir şarkı sözü gibi… Belki bir gün sizi de şaşırtır. İlahi adaletin tecelli ettiğini bazı insanlarda görmeye başladım bile. Kalbinde kötülük taşıyan herkese, er ya da geç, ilahi adalet uğrayacak.

Bugün halkı aldatanlar, yarın halkın adaletine teslim olur. Bugün gücüne güvenenler, yarın kendi gölgesinden korkar. Unutmayın, her devran döner.

Benim işim, Osmaniye’ye kim hizmet ediyorsa onu yazmak. Şov yapanı değil, iş yapanı desteklerim. Kime oy verdiği, hangi partiden olduğu önemli değil. Önemli olan memlekete, vatana hizmet.

Basının görevi budur: Gören göz, işiten kulak olmak. İktidarın ya da muhalefetin borazanı değil. Namusuyla işini yapan gazeteci, kimsenin oyuncağı değildir. Ne makamın şatafatına, ne paranın cazibesine boyun eğer.

Ama bu topraklarda gerçek gazeteci, en çok da kendi meslektaşlarının saldırısına uğrar. Çünkü işini düzgün yapmak, yalakalıktan daha tehlikelidir. Hakikati yazmak, yalanı alkışlamaktan daha pahalıdır.

Biz namussuzlar kadar sevilmedik, hırsızlar kadar değer görmedik. Hep dışlandık, hep ötekileştirildik. Ama omzumuzda onurun ağırlığı, cebimizde üç kuruşluk helal para vardı.

Kimi zaman yalnız kaldık. Ama yalnızlık, satılmış kalabalıklardan iyidir. Çünkü yalnızlık, başını yastığa koyduğunda vicdanınla barışık olmaktır.

Bugün Osmaniye sokaklarında yürürken arkamdan fısıldaşanları duyuyorum. Ama korkmuyorum. Çünkü doğruyu söyledim, doğruyu yazdım.

Bu yazı bir serzeniş değil. Bu yazı bir davet: Doğruya, dürüstlüğe, namusa davet. İlahi adaletin tecellisine inananların, vicdanıyla yaşayanların ortak haykırışı…

Hırsıza, yalancıya, riyakâra boyun eğmeyenlere selam olsun. Çünkü tarih, bugün gülenlerin değil; doğruları yazanların, hakikati savunanların adını yazar.

Ve unutmayın: İlahi adalet, er ya da geç, tecelli eder.

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar