DOLAR32.3752
EURO35.0414
ALTIN2325.3
BIST9093.7
Mustafa Bardak

Mustafa Bardak

Mail: [email protected]

Yaşamak ile görmek arası

Gördüğünüz veya duyduğunuz olaylar karşısında tepkilerinizi önce gözlerinizle ortaya koyarsınız.

Yaşadığınız, hissettiğiniz veya dokunduğunuz olaylar karşısında ise tepkileriniz daha farklı olur.

En yakınını kaybeden biri ile, cenazeye gelenlerin beden dilleri arasında doğal olarak farklılık olacaktır.

Karnını yarı aç doyurabilen veya aç dolaşın ile karnını çeşitli yiyeceklerle doyuran tok insanlar arasında doğal olarak faklı düşünce görüşler olacaktır.

Çalışın biri ile işsiz, maaşı yetersiz olan ile üç-dört yerden geliri olan kişiler arasında doğal olarak farklı düşünceler olacaktır.

Bu saydıklarım olaylar veya yaşantıları terazinin aynı kefesinde tutmaya çalışmak veya o insanların düşüncelerinin aynı olmasını istemek; armut ile elma sayısını topladıktan sonra rakamı söylerken sonucun nasıl açıklanacağını düşünmek gibi olur.

Kısa süre önce yurdumuzun değişik bölgelerinde orman yangınları olayları yaşandı. Henüz kaç dekar olduğu bile yetkililerce açıklanmayan ormanlık alanlarımız yanıp kül olurken, burada yanan diğer canlı varlıkların bile sayıları bilinmiyor.

Yangının şu veya bu şekilde çıktığı, çıkarılmış olabileceği veya birileri tarafından kundaklanma olup olmadığını tartışacak değilim.

Yanan ormanlık alanları görenler ile televizyon ekranlarından izleyenler, bir de yangının içinde can pazarı yaşayanlarla görüşmek gerekiyor.

Türkiye’nin bir çok bölgesinde, eşzamanlı olarak ormanlarımız alevlere teslim olurken söndürme çalışmaları sırasında; iktidar ile muhalefet arasındaki tepkileri hepimiz tv ekranlarından izledik.

Burasını bir kenara bırakarak yangın bölgesinde gördüklerimi sizlerle paylaşmak istedim.

Osmaniye merkez Kırmacılı Köyü yakınlarında başlayan orman yangınının, Babaoğlan Köyü ve Aslantaş Milli Parkı yönüne doğru yolun iki tarafında çam ağaçlarının yangından zarar görmeleri, bu bölgedeki evlerin yanması olaylarını yerinde görmüş olsanız; başınızdan aşağıda buzlu su dökülmüş gibi titreyeceğinizden eminim.

Türkiye’nin ilk Açık Hava Müzesi, Aslantaş’a doğru yolalırken yangının  ormanlık alanlara nasıl zarar verdiğini ve bedenleri yandığı halde ayakta kalmaya çalışan çam ağaçlarını  görebilirsiniz.

Müze girişindeki mesire alanına doğru ilerleyen yangının, girişin sol tarafındaki evlere zarar verdiğini görebilirsiniz.

Türkiye’nin en önemli Açık hava Müzesi’nin içerisine yangının sıçramaması için, ekiplerin çalışmaları sayesinde 50-60 metrelik uzaklıkta  tarihsel ve kültürel alan yanmaktan kurtarılmış.

Burada kimseleri sorgulamak istemiyor ama, bu alandaki yangının bir anda genişlemesi, yanan ormanlık alan ile birlikte içerisindeki canlıları düşündüğümde, olayları yetkili bilinenlerden öğrenmek yerine  olay yerine gelinerek konuşulması gerektiğini anımsatmak istedim.

Kırmacılı Köyü çevresinde ve Aslantaş Açık hava Müzesi yakınında meydana gelen orman yangını ile kim ne gibi teşhis koyarsa koysun, lütfen yangın yerini bizzat görerek kendiniz görüp fikir belirtmelisiniz.

Benim fikrimi sorarsanız; bir orman yangını bu kadar geniş alana yayılabilmesi için, yetkililerin yeterli müdahaleyi yapamadığı, personel ve ekipman yetersizliği olarak görüyorum. Beni söyletmeyin, gidin ve görün….

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar