Spor karşılaşmalarını izleyen gazetecilerin bazıları tribündeki sandalyeye oturup not alarak haberleştirirken, bazıları ise sahada ellerinde fotoğraf makineleri ve not defterleri ile haberleştirmeye çalışır.
Sahadaki gazeteci aynı anda iki görevi birden yapar. Hem fotoğraf çeker, hem de önemli gelişmeleri not alır.
Tribündeki gazeteci ise bir yandan yanındaki meslektaşı ile sohbet eder, kritik yapar, bir yandan da notlarını alır.
Hangisinin işinin zor olabileceğini ve karşılaşmanın yaşanması olayında gerçeği en yakından gören gazetecinin kim olabileceğini sanırım anlamış olmalısınız.
Karşılaşma sonunda gazeteye yansıyan haberi okuduğunuzda, tribündeki gazeteci ile sahadaki gazetecinin yazdıkları haberler arasında farklılıklar göreceksiniz.
İşte sandıklara gidip oy vererek TBMM’ne gönderdiğimiz Milletvekilleri’nin Meclis oturumlarındaki çalışmalarını da televizyon ekranlarından izlerken, hangi olayların sorunlarında ne kadar bilgi sahibi olup olmadıklarını anlayabiliyoruz.
Türkiye’de ekonomik yaşantı her gecen gün zorlaşır hale geldi. Son yıllarda sabit gelirliler arasında en fazla emeklilerin, ardından da asgari ücretlilerin maaşlarının yetersizliği tartışılıyor.
Kırmızı plakalı otomobille otoyoldan gelirken, tarlalarda çalışan ırgatlara tribünden izlemeyerek onların sorunlarını anlayamazsınız.
Parti binanıza geldiğinizde İl ve İlçe Başkanlarınız tarafından karşılanıp kahvelerinizi yudumlarken, bacak bacak üstüne atarak çalışmalar hakkında duyduğunuz,”iyi gidiyor sayın vekilim!” gibi güzel sözler sizleri mutlu eder!
Çarşıya çıkıp esnafla görüşmüyorsanız, “daha önce dost olduğunuz esnaf ziyareti hariç” pazara çıkıp sebze ve meyve fiyatlarını tezgahta görüp, yanınızda korumanız olmadan vatandaşla sohbet edemiyorsanız, 40 derece sıcaklıkta tarlasında çalışan çiftçilerin yanına uğrayıp, sıkıntılarını dinlemiyorsanız.
Ziyaretleriniz sırasında notlar alıp, çözüm yolları için de Meclis toplantılarınızda gündeme getirmiyorsanız.
Kentinize gelip, çay-kahve için, öğle yemeği sonrasında da makam otomobilinize binip Ankara’ya dönüyorsanız oylarını aldığınız insanların sıkıntılarını dile getirebilmeniz zor olacaktır.
İktidar partisinden bir milletvekili aldığı maaşın yetmediğini söylüyor.
Aynı Milletvekili emekli maaşlarının yetersiz olması karşısında ise, parmağını başka türlü kaldırıyor!
Emeklilerden 10 kat fazla maaş alan Milletvekili geçinemediğini söylüyorsa, bu Milletvekili aynı zamanda iktidar partisinden ise, bu milletin vekiline diyeceği sözlerin sandığa nasıl yansıdığı akla gelir.
Ülkede kavgalar, cinayetler, boşanmalar, hırsızlık olayları gibi olumsuzlukların çoğaldığına tanık oluyoruz.
Bir hak deyimini anımsadım, “Aç koyma hırsız olur, söyletme yüzsüz olur!”diye.
Yorum Yazın