DOLAR32.3822
EURO35.0188
ALTIN2325.8
BIST9079.9
Mustafa Bardak

Mustafa Bardak

Mail: [email protected]

Öğretmenim, öğretir

Bugün Öğretmenlerimiz için ayrılmış özel bir gün olarak çeşitli etkinliklerle kutlanması için programlar yapılıyor.

Öğretmeni anlatmak, daha doğrusu anlatabilmek o kadar kolay ve bir güne sığdırılacak gibi olamaz.

Başöğretmen Mustafa Kemal Atatürk’ün öğretmenler için söyledikleri sözleri anımsarsanız, bir de sizlerin bu günlere gelişinizdeki süreci düşünürseniz öğretmenlerin emeklerinin  ne kadar önemli olduğunu anlayabilirsiniz.

Bugün öğretmenlerin içinde bulundukları sosyal, kültürel, ekonomik ve de siyasal yaşantılarını düşünelim.

Atanamayan binlerce öğretmen, çeşitli soruşturmalarla görevlerinden uzaklaştırılan öğretmenler, iktidar yanlısı eğitim sendikasına üye olmaya zorlanan öğretmenler, maaşları yetmediği için sokaklarda çorap satan öğretmenler, günlük bir gazete bile okuyamayan, sinema ve tiyatrodan uzak kalmış öğretmenler, iktidar partisi il başkanlarının söyledikleri gibi davranmadıkları için görev yerleri değiştirilen öğretmenler…. Bu konudaki yaşananları sıralayabiliriz.

Öğretmen her konuda özgür olabilmeli ve rahat şekilde öğrencilerini yetiştirebilmelidir. Hükümet öğrencilere ücretsiz kitaplar dağıtıyor ve öğretmenlerin bu kitaplar üzerinde öğretim vermeleri isteniyor.

Yetersiz kalan bu kitaplarla öğrencisinin başarılı olamayacağını düşünen öğretmen “Kaynak kitaplar” alınmasını isterken, çekinerek söylemek zorunda kalıyor.

Milli Eğitim Bakanı çıkıp konuşuyor; “Bizler öğrencilere ücretsiz kitap dağıttık, hiçbir öğretmen ek ders kitabı aldıramaz, soruşturma başlatırım!..”diyor.

Yıl sonu geldiğinde öğrencinin başarısızlığı, aynı zamanda öğretmenin de hanesine yansıyacağı için öğretmen elindeki kitapta başarılı olamayacağını velilere anlatmaya çalışırken, bir yandan da Bakanlığının sözleri karşısında; “Kaynak kitap almak zorunda değilsiniz, ama öğrencinizin başarısı için bu gerekli.

Kaynak kitap alırsanız çocuğunuz evde çalışsın, okula getirmesin”gibi sözler kullanmak zorunda kalan öğretmenlerin psikolojik durumlarını düşünelim.

Sözleşmeli öğretmenlerin ders başı ücret alarak çalışmaları halinde ay sonu ellerine geçen ücreti de düşünelim.

Bir öğretmenin maaşı ev kirasını ödedikten sonra, elektrik, su ve gıda gereksinimlerini bile tam olarak karşılayamıyorsa, bu öğretmenden nasıl verim bekleyebiliriz?

Öğretmenlerin haklarını isteyebilmeleri için mevcut iktidara karşı tepki vermeleri olayları son yıllarda yaşanmaz oldu.

Eski yıllarda eğitim sendikaları meydanlara çıkar, sorunlarını dile getirirlerdi.

Son yıllarda eğitim sendikaları da işçi sendikaları gibi haklarını isteyebilmek için meydanlara çıkıp basın açıklamaları bile yapmaz veya yapamaz oldular.

İşçisinden, memuruna, emeklisine, öğretmeninden, kamu çalışanına kadar insanlara hangi rakam belirlenir ve verilirse onu kabullenmek zorunda bırakılan bir süreçten geçiyoruz.

Alınan ücret belli ve yerinde sabit katırken, alınmak istenilen ürünler her ay zamlanıyor ve yerinde kalmıyor.

Alınan ile verilen arasındaki farklılıklardan dolayı oluşan uçurumlarla yaşar hale getirildiğimiz bir süreçte, özveri ile görevlerini yapmakta olan öğretmenlerimizin günlerini kutluyorum.

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar