Ağustos ayı sıcaklarının yaşandığı bu günlerde, nem oranlarından rahatsız olanların duygusal anlar yerine sağlıklı yaşama uğraşı verdiklerini görüyorum.
Bugünkü hafta sonu yazımı biraz nostaljik ve duygusal anlamda okurlarımla paylaşmak istedim.
Bizim gençlik yıllarımızda Ahmet Özhan’ın söylediği “Zeytin gözlüm” şarkısı, aradan yıllar geçse bile dinlendiği anda insana duygulu anlar yaşatıyor.
“Zeytin gözlüm sana meylim nedendir/Bu sevdanın kabahati kimdedir/gül olmuşsun, dikenlerin bendedir/Zeytin gözlüm uzaklarda işin ne/ Şarkıları düşürürüm peşine” diye başlayan bu şarkının bestesi; Prof. Dr. Selahattin İçli, Güfesi Hüceste Aksavrın’a ait olup Hüseyni makamında söyleniyor.
Bu şarkıyı Ahmet Özhan yorumlarken, Müzeyyen Senar ve diğer bazı sanatçılar tarafından da okunduğunu görmekteyiz.
Ne zaman “Zeytin gözlüm” şarkısını radyodan dinlesem, gençlik yıllarımdaki anılarımı anımsarım, duygularım alır götürür beni o yıllara.
Bilir belki de ilk gözağrısı dedikleri ilk bakış ve yüreğe düşen aşkı, sevdayı veya siz nasıl yorumluyorsanız öylesine güzellikleri anımsarım.
Nisan ayı yağmurlarının altında ıslanırken, sakin sessizliğe bürünmüş ortamda aklınıza gelen gençlik yıllarınızda sevdiğiniz arkadaşlarınız ve severek dinlediğiniz şarkılar gelir. Dalıp gidersiniz yılların gerisine.
O eski şarkıları şimdi sadece TRT radyolarında dinleyebiliyoruz. O gençlik yıllarımızı bize getiren şarkıları dinlerken yaşımız kaç olursa olsun yeniden gençleşiyor yüreğimizdeki sevginin duyguları.
Geçtiğimiz günlerde “Zeytin gözlüm” şarkısı üzerine bir yazı okurken birden dalıp gitmişim 17’li yaş yıllarıma.
O yıllarda TRT Çukurova radyosuna en çok istek verdiğim şarkıların başında “Zeytin gözlüm” gelirdi. Sonrasında en çok radyo istekleri verdiğim şarkı ise “Bak yeşil yeşil”di.
“Kapat gözlerini kimse görmesin/Yalnız benim için bak yeşil yeşil/ Gözlerin kimseye ümit vermesin/Yalnız benim için bak yeşil yeşil” sözleriyle başlayan şarkıyı Mustafa Seyran bestelerken, Güftesi ise Mehmet Erbulan’a ait olup, Emel Sayın’ın yorumu ile dinlerdik.
Yıllar geçtikçe insanlar müzik zevklerini değiştirmek ve güncel müzik eserlerini dinlemeye başlasa bile, ilk gözağrısı sevdiklerini unutması kolay olmuyor.
Türk Halk Müziği eserleri de insanı duygulandırır, bazı anda sivindirir,bazı anlarda üzüntü ile dinler.
Ama sonuçta THM eserlerindeki her dizedeki anlam farklılığı ile TSM’deki dizelerdeki anlam farklılıklarını, güzelliklerini diğer müzik eserlerinde bulamayız.
Sanatçılar söyledikleri şarkıları yüreklerin orta yerine yerleştirmişse, aradan kaç yıl geçerse geçsin şarkıların da, sanatçının da isimlerini söküp otamazsınız yerleştiği yerden.
Her şarkının bir insan için mutlaka anısı veya anıları vardır. Günün birinde unuttuğunuz sandığınız anılarınız bir şarkının sözleri ile yeniden canlanabilir, yaşınızı ve yaşadığınız yılları unutup zamanı geriye sardığınız olur.
O zaman omuzunuza dokunan elin farkına bile varamaz, denizin üzerindeki mavi gökyüzünde uçuşan martıları izler gibi kendinizden geçersiniz. İyi hafta sonları dileklerimle….
Yorum Yazın