Dünya engelliler günü nedeniyle her yıl çeşitli etkinlikler düzenlenir. Etkinlikler kapsamında engellilerin sorunlarına çözüm getirilmesi, yaşam standartlarının iyileştirilmesi yönünde konuşmalar yapılır.
Güzel sözcüklerle konuşanların, normal yaşantılarında engelsizlerin yaşantılarına engeller koyduklarının bilinip bilenmediğini görmeyenler anlayamazlar.
Birileri çıkar; 2Her canlı bir engelli adayıdır”diye konuşur. Madem ki bunu biliyorsunuz da, neden canlıların engelsiz yaşantılarını engellemeye çalışıyorsunuz diye soranların sayıları çok azdır.
İnsanların fikir özgürlüğünü yasaklamak bile bir engelleme olayıdır. Yapılması gereken hizmetlerin geciktirilmesi, oyalanması veya askıya alınması olayı da bir engelleme olayıdır.
Yönetimler sırasında canlıların yararına çıkarılacak bir yasa veya benzeri kanunlarla ilgili sadece muhalefet olmak amacı ile karşı gelmek te bir engelleme olayıdır.
Kendileri yaparsa doğru veya haklı olduğunu belirterek, başkalarının haklarını kabul etmeyenler, tepkisel davrananlar için değişik yöntemlerle zorluk çıkaranlar da bir engelleme olayını yaşatanlardır.
Engelsiz bir dünyada yaşarken veya yaşamaya çalışırken karşılaştığımız engelleri gözlerimiz önüne getirdiğimizde, engelleri yaşatan canlıların engelsizler tarafından oluşturulmakta olduğunu görmekteyiz.
Bu arada doğal olayları bir kenara bırakarak bunları belirtmek istiyorum. Doğal olayların yaşanmasında bile canlıların, özellikle de insan faktörlerinin bulunduğunu söyleyebiliriz.
Son yıllarda doğanın dengesinde yaşanan olumsuzluklarla birlikte, gelecekte susuzluk yaşanacağı üzerine yapılan konuşmalara bakıyorum.
Son yıllardaki küresel ısınma kaynaklı olduğu söylenilen orman yangınları, yaz aylarında bile sağanak yağışlarla birlikte zarar veren sel baskınlarını düşünelim.
Yangınlar sonunda ölenlerin dışında sakat kalan canlıları düşünelim! Depremlerde yıkılan binaların altında kalıp yaralanmaları nedeniyle engelli duruma düşen canlıları düşünelim! Trafik kazaları sonrasında engelli kalanları düşünelim!..
Bu ve benzeri olayların yaşanmasının altında engelsiz canlıların bulunduğunu, bunlar arasında insanların başı çektiğini görmekteyiz.
Savaşları düşünelim! Silahlar, bombalar ve diğer yöntemlerle insanlarla birlikte diğer canlılar arasında yaralanıp sakat kalanların yine insanların eserleri olduğunu görmekteyiz.
Dünya barışı için uğraştıklarını söyleyen ve kendilerini gelişmiş ülke olarak tanıtanlara bakıyoruz. Silah üretimleri yaptıklarının yarısı kadar, insanların yaşaması için gerekli bilimsel araştırma yapmaktan uzak kaldıklarını görmekteyiz.
Covid-19 salgını olayında bu olayı gördük. Dünyanın en gelişmiş ülkesi olduklarını söyleyen; Amerika, Rusya, Almanya, İngiltere ve Fransa gibi ülkeler koronavirüs salgınında büyük can kayıpları verdiler. Oysa bu ülkeler silah üretiminde ve savunma sanayide dünyanın önde gelen ülkeleriydi.
Sağlıkta savunma yönünden sınıfta kaldıklarını gördük. Hala da bu ülkelerin bir çoğunda korona salgını nedeniyle ölüm oranlarındaki rakamlar insanları endişelendiriyor.
Yeryüzü hepimize yeter, engelsizce bir yaşam dileğimle, saygılar sunarım.
Yorum Yazın