İnsanların umutsuz yaşayabilmeleri zor olur. Her insanın mutlaka umutları, düşleri ve hayallerinin olduğunu bazı anlarda öğrenebiliriz.
Bu da demek oluyor ki, insan umutsuz asla yaşayamaz. Bir şiirimdeki dizelerde diyordum ki; “En soğuk iklimlerde bile kalsa vücudun/ Yüreğindeki sevgiyi ve direnci asla yitirme!” diye yazmıştım.
Yürekteki sevgi umutsuz oluşmaz, direnç te umudun yeşermesini sağlamak için uğraş vermenin doruğa çıkma noktası olsa gerek.
Bazı anlar olur ki, canlar yorgun düşer veya yara alır. Bedendeki yaralanmaların tedavileri için çeşitli yöntemlere başvurulur, iyileşmesi ve sağlıklı yaşama dönülebilmesi için çözümlerin peşinde koşarsınız.
Canların acıması sadece insanlar için değil, yeryüzündeki tüm canlılar için geçerlidir.
Evinizdeki bir kedi veya köpeğin, ya da başka bir hayvanın hastalanması, bahçenizdeki bir ağacın kurumakta olduğunu gördüğünüzde üzülürsünüz, sağlıklı olabilmesi için uğraş vermeye başlarsınız.
En çok ta sevdikleriniz, canlarınızdan bir parça olan evlatlarınızın tırnağına taş değmemesi için dualar edersiniz.
Bir canlının sağlıksız duruma düştüğündeki o anlar, yüreğinizdeki sevginin güzelliğinin kanıtıdır.
Olumsuz olaylar karşısında nasıl üzülüyor, güzellikler karşısında da nasıl mutlu oluyorsanız işte bu olaylar yüreğinizdeki sevginin duyarlılığındaki güzelliğin bir parçasıdır.
SMA hastası bir bebek, tedavisi için yaşadığınız ülkede hastane ve ilaç bulamıyorsunuz. Yurt dışına götürebilmek için ise ekonomik olarak yetersiz durumdasınız.
Evladınız gözlerinizin önünde eriyip giderken çözüm yollarını aramaktan başka çareniz kalmadığı anlarda yaşadıklarınızı ömrünüzün sonuna kadar unutamazsınız.
Burada sosyal devlet anlayışı akla geliyor. Ülkelerini yönetenler öncelikli olarak halkının sağlıklı ve eğitimli olmasından yana çalışmalıdır.
Sağlıklı yaşayamayan insanlar kendilerine yararlı olamadığı gibi, çevresine, sonunda da ülkesine yararlı olamazlar.
Bir ülke düşünün, fabrikalarında çalışanları, güvenlik için askeri ve polisinin bir takım sağlıksız durumlarının çoğunlukta olduğunu gördüğünüzde bu insanlardan verimli çalışma beklememiz olası değildir.
Çocuklarımızı daha ilk günlerden itibaren sağlık yaşatabilme, eğitimli olarak yetiştirdiğimiz zaman sağlıklı ve her alanda gelişmiş bir ülke olarak dünyadaki yerimizi alabiliriz.
İnsanların yürekleri ve umutlarından sözettim. Bizim toplumun yardımlaşma, dayanışma ve yüreklerindeki güzellikler başka ülke insanlarından farklılık göstermektedir.
Bu umutlu yürekleri, depremlerde, sel felaketlerinde, orman yangınlarında, düğün ve cenazelere katılımlarda, hastalar için yardımlaşma kampanyalarında açık olarak görebiliyoruz.
Son günlerdeki dayanışma ve yardımlaşmalarda bunları yaşamaktayız. Birbirlerini daha önce hiç görmemiş insanlar yardımlaşma ve dayanışma anında birbirleriyle uzun yılların dost ve arkadaşları gibi sohbet ederler, birbirleriyle o anki davranışlarındaki güler yüz, umuda giden yolda başarının göstergesi olarak izlenir.
Yorum Yazın